Merhaba ben Nuri. Kütahya?nın bir köyünde oturuyorum. Çiftçi?lik yapıyorum. Evliyim, 30 yaşındayım.
Bize kucak açan site yönetimine ve Sayın Ömer Ünlü bey?e teşekkür ediyorum. Bu gün ?belgesel fotoğraf? hakkında kısa bir özet geçtikten sonra benim köyüm hakkındaki çalışmama göz atacağız.
?Belgesel fotoğraf? biz fotoğrafçılara geniş bir daire çizer. Bu dairenin içinde : ?Fotoröportaj, Foto hikaye, Fotoğrafik deneme, ve Foto analiz? de yer alır.
Fotoröportaj, biz fotoğrafçılara ?geniş esneme? payı sunar. Bütünlük kaygısı minimal?dir ve hatta bütünlüğü olmasa da olur. Ele alınan konu hakkında fikir vermesi yeterlidir. Fotoröportaj?larda bütünlükten ziyade ?parçalılık? egemendir. Fotoröportajlar?ın ekseriyeti küçük hikayecikler de barındırır. ?Parçalılık?tan kastım bu..
Fotoröportaj, ele alınan konuyu fotoğrafçının kendi yorumunu katarak işlemesine birden fazla fotoğraf ile anlatmasına denir.. Yazı ve metinlerle desteklenmeyen fotoröportaj büyük ölçekte yarım kalmıştır. Fotoğrafları anlatan açıklayan metinlerden vazgeçilemez. Çünkü izleyicinin kafasında fotoğraf ve yazılar yeniden canlanınca proje başarıya ulaşır. Bir fotoröportaj, 12 ? 20 adet fotoğraftan oluşur. Ana fotoğraflardan sonra ikincil derecede önemli olan ?dolgu fotoğrafları? denen fotoğraflar da projede yer alır. Fotoğraf sayısı 12?den aşağıya düşüyorsa proje sahibinin konusuna tam hakim olmadığı anlaşılır. Fotoğraf sayısı 20?den yukarı çıkıyorsa projenin hayata geçme ihtimali azaldığı gibi ?savruk bir anlatım? yapıldığı ve merkeze inilemediği düşüncesi izleyici cephesinden projeye ?negatif duygu? olarak yansır.. Fotoğrafçı fotoröportajını, ister arşivinden zaman farkları olan fotoğrafları biraraya getirerek yapar, isterse de projeye özel çekim yaparak fotoğraflarını kullanır. İki yolu izlemekte de bir sakınca yoktur.. Mühim olan anlatım yapabilmesidir
?Fotoröportaj? Belgesel Fotoğraf dairesinin içinde bir elemandır. Fotoğrafçı seçtiği konunun içine tamamen ?kafayı gömerse? projesinin genelini görme şansını azaltacaktır. Proje genelini göreceğim derken tamamen dışarı çıkarsa da projede ruh ve can olmayacaktır.
Fotoröportaj?daki anlatımda sayılar kullanmakta hiçbir sakınca yoktur. Tam aksine bazı durumlarda gereklidir. Çünkü rakamlar, anlatım esnasında metinleri, yazıları ve fotoğrafları güçlendirir.
Fotoröportaj?ın ilk açılış karesi proje içindeki en güzel karelerden biri olmalıdır. Güçlü bir giriş için bu aranan bir özelliktir. Gelişme bölümünde projenin tam ortasına gelindiğinde en az bir, mümkünse birkaç ?zirve? fotoğrafa ihtiyaç duyulur. Bundan sonra da proje yavaş ? yavaş kapanışa doğru götürülür.. Fotoğrafçının ve yayıncının genel olarak istediği projeyi güçlü bir fotoğrafla kapatmaktır. Ancak sona gelindiğinde böyle ?güçlü bir kare? elde kalmamış olabilir. Bu durumda fotoröportaj ?güçten düşerek sessizce? kapanıyor ? bitiyor izlenimi verir. Buna meydan vermemek için final karesi iyi hesap edilmeli, son ana kadar elde ?güçlü final karesi? tutulmalıdır. Bu vurgulu bir kapanış için gereklidir.
5 senedir okuduğum kitap, dergi, ve internet sitelerinden edindiğim bilgilerin ?fotoröportaj?a dair? özeti bu yönde. Bana 3 saat boyunca baklavayı anlatma. Bir dilim yedir.. İşte fotoğraf böyledir.. 250 sayfa yazı yazsam, 12 saat ses kaydı dinletsem kafanızda köyüme dair ancak belli miktarda birşey oluşturabilirim. Ancak işin içine fotoğraf girdi mi siz de köyümün içine girmiş, benimle beraber tarla sulamış, biçer döver ile harman etmiş, balya istiflemiş, traktör sürmüş olursunuz..
BENİM KÖYÜM ? KÖYÜMDEKİ HAYAT
Şu hayatta en övündüğüm birkaç şeyden biridir köyüm. Sabahleyin kalktığımda yaptığım ilk iş, 25 metre derinlikten çıkan kuyu suyu ile yüzümü yıkamak ve kahvaltıda içeceğim suyu sürahiye doldurmaktır. Bu kuyunun suyu Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında benim en büyük kurtarıcım olmuştur. Bu suyu deyim yerindeyse ?karpuz çatladan ? buz gibi? diye özetlemek mümkün… Sabah erkenden tavuk kümesinden topladığım yumurtalar ve arka bahçeden kopardığım domates, biber ve salatalık ile kahvaltıya otururuz..
Az sonra tarlaya gidileceği için kahvaltı es geçilemez, tam aksine iyi bir kahvaltı edilir. Çayın hararet kesici özelliğini bildiğimden 2 su bardağı çay içerim kahvaltıda..
Tarlaya gitmek için ?yeşil yol?dan geçmem lazım. Burası köyüme giriş çıkışların yapıldığı yollardan birisi. ?Yeşil yol? dememin sebebi ; her iki tarafının da ağaçlarla kaplı olması.. Öyle ki yolun iki yanındaki ağaçların dalları tam tepedeyken birbirleriyle birleşiyorlar. Yolun uzunluğu baştan başa yaklaşık 1 Km. Bu yolda bakmasını bilen bir göz, ve fotoğrafçı için sincaplar, karatavuklar, ağaçkakanlar ,tırtıllar, kelebekler ve daha nice hayvanlar var. Başlıbaşına bir albümlük, bilgisayara duvar kağıdı yapılabilecek bir yer. Burası fotoğraf adına sonbahar ve kışın da son derece cömert. Yeşil yolun kenarında genişçe bir akarsu var. Cinsini bilemediğim yakalamadığım, ve yakalamayacağım 2 ? 3 kilo?luk balıkları bu suda bulmak mümkün.
HARMAN ZAMANI ;
Köyün arpa – buğday harmanını yapabilmek için biçer döverler kiralanır. Herkes kaç dönüm harmanı varsa listeye yazdırır. Ve iş bitiminde de dönüm hesabına göre ödemesini yapar. Tarlaların yanyana olması nedeniyle herkes traktör ve römork?u ile beraber tarlasının başında bekler. Yani harman zamanı köy kahvesinden daha fazla adam tarlalarda olur. Tarlaya yeni gelen birisi oldumu tarlada bekleyenler ona tek bir soru sorarlar. ?traktöründe soğuk su varmı?? Harman sıcağında traktöre konulan gazoz şişesinden bozma mataradaki içme suyu yarım saat içinde ?hamam suyuna? dönüşmüştür. Bu yüzden köyden tarlaya yeni gelen adamda soğuk su olma ihtimali vardır belki…
Biçer döver?e nezaret eden sorumlu birisi vardır. 7 ? 8 metrelik tabla genişliğiyle biçer döver tarla yollarında zor ilerlediğinden nezaretçi yol tarifi yapar ve olabildiğince geniş yollara sevk eder.
Bu sorumlu kişi aynı zamanda biçercinin yemek ve yakıt masraflarının da öncelikli toplanmasını sağlar. Tarlası biçer döver ile harman edilmiş kişi römork?unun içine naylon bir yaygı ? branda serer. Sonra biçer döver?in tahılı boşaltan oluğunun altına girer.. Tahıl?ı boşaltırken römork?daki branda?nın faydası ; kapak aralarından arpa ? buğdayın dökülmesini engellemektir.
Römork içindeki arpa ? buğdaylar ya o vaziyette değirmene götürülür. Veya çuvallanıp kış gelince değerlendirilir. Kışın un ile buğday değiştirmek, veya nakit para karşılığında satmak alternatifler arasındadır.
Önünüzdeki ekmek bisküvi, pasta kek… Hepsinin hammaddesi un?dur. Un?un hammaddesi de buğday?dır. Ve hiç de kolay yetişmemektedir. Buyrun beraberce bir sayalım …
1 ? Pulluk ile çift sürümü. 2 ? Kazayağı veya kültivatör ile tezek kırımı. 3 ? Taban gübre atımı. 4 ? Sürgü yani takoz ile düzeltim. 5 ? Mibzer ile ekim. 6 ? yeniden takoz ile düzeltim. 7 ? Yeşil ekin 30 Cm olunca üst gübre atımı. 8 ? Yabani ot zehiri. 9 ? Hasat.
İşte bu saydıklarım asgari işlemler ve olmazsa olmazlar. Ve bu kısım sadece çiftçiyi ilgilendiren kısım. Birde bu işin değirmende un olması ve fırınlarda ekmek, fabrikalarda bisküvi olması falan var ki buralara girmiyoruz. Zira branşım da değil. İşte bu kadar zorluğa rağmen ekinler hasat zamanı altın sarısına dönüyor ve rüzgarda salınıyor ya işte o enfes oluyor.. Akşam vakti ekin tarlalarında öten, cırcır / harman böceğinin sesi kulaklardaki pası siler. Bir diğer kulak pası silici ise ?İrem Derici?nin Kalbimin Tek Sahibine? adlı şarkısını dinlemektir.
BALYA ZAMANI ;
Biçer döver?in arkasından arpa ? buğday saplarının icabına bakılması lazım. Burada bizim traktörlere nazaran ?dev traktör?ü? olan balyacı devreye giriyor. Balyacının işi sabahtan akşama dek balya basmak. Makinanın ayarına göre, 10 ? 50 Kg arasında balya yapması mümkün. Yalnız ideal olan 28 ? 30 kilo balyalardır. Balyalar 3 ipli olursa dağılma olmaz. Dağılmazsa da samanlığa istiflemesi rahat olur. 2 ipli balya dağılabilir ipleri çözülebilir, römork?a sarımı, samanlığa istifi problem olabilir.
Balya sarmak için en gerekli şey kalın bir çift eldivendir. Eğer eldivensiz çıplak elle balya saracak olursanız daha beşinci balyayı römork?a atamadan balya?nın siyah naylon iplerinin ellerinizi kestiğini görürsünüz ki, buda en az 2 ? 3 gün sizi çalışamaz hale getirir.
Balya sarmakla iş bitmez. Bu balyayı römork üzerine istif edecek birisi gerekir. Bu kişinin görevi balyaları düzeltmek, sıraya sokmaktır. İyi bir istifçi römork?a 100 ? 110 tane balya sıralayabilir. Bu rakam kamyonda 4 katına, tır?da ise 7 katına çıkar. Benim köyümde bir balya işçisinin adet başı ücreti 80 kuruştur. Bir saman balyasının değeri de yaklaşık 7 ? 8 liradır.
KÖYDE YONCA BİÇİMİ ;
Köyde hayvancılık yapanların vazgeçemeden ektikleri yegane şey yonca?dır. 20 ? 30 dönüm büyüklüğünde bir yonca tarlasını orak vasıtasıyla el ile biçmek mümkün değildir. Bu nedenle ?yonca biçim tanburu? kullanılır. Traktör?un arkasına takılan ve dakikada 1500 devir hızla dönen ?tanbur? ile 10 dönümlük bir yonca tarlasını 50 ? 60 dakikada biçmek mümkün olur.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Çocuğum oldu olalı merhamet hislerim arttı, fazlalaştı.
Biz çiftçiler ?yonca biçim tanburu? kullanırken yonca içindeki kirpi, kaplumbağa ve yılanları göremeyiz.. En büyük arzumuz biçim yaparken bu hayvanların kaçmış olmasıdır.
Yok eğer kaçmamış veya kaçamamışlarsa ; ?çok ama çok üzülerek söylüyorum? akıbetleri bellidir. Yonca tanburunun çelik bıçaklarının töleransı ?sıfır?dır..
Biçilen yonca hava sıcaklığına göre kurumaya bırakılır. Daha sonra kuru yonca ya balya yapılır, veya balya yapılmadan römork?a sarılıp hayvanlara yedirilir. Yonca biçildiği gibi yeşil vaziyette hayvanlara yedirilmez. Yok eğer yedirilirse hayvanların karınlarında gaz birikmesi yapar, ve sağlıklarını ciddi anlamda bozar. Gaz ile genişleyen karın hayvanın iç organlarına baskı yapar. Baskı altındaki organlar düzgün çalışamadığı için hayvan rahatsız olur.
Yonca balyası her zaman saman balyasından pahalı olmuştur. İşçiliği de aynı şekilde tabi. Arpa ? buğday?dan senede bir sefer ürün alınabilirken, yonca tarlasını sulama ve ?üst gübre? atışına göre 5 ? 6 sefer biçmek mümkün olur.
Son olarak şunları söyleyeyim;
Fotoğrafçı dediğin görsele önem veren ve bunu kayıt altına alan kişidir. Ben de yazımı ?renkli olmasını umduğum? şu satırlarla sonlandırıyorum.
( Kendi adıma ) Şunlara da evet diyorsan sen fotoğrafçı olmuşsun demektir.
>> ?Süper ay? çıkınca bunu fotoğraflamak için, ?Güzel Köylü? dizisinde ?Gizem Karaca?ya, ?Kara Para Aşk? dizisinde ?Tuba Büyüküstün?e bakmak yerine dışarı çıkıp fotoğraf çekiyorsan..
>> Yağmurdan hemen sonra, keklik / tavşan kanı gibi çayı bırakıp yağmur damlacıklı çiçek fotoğrafı çekmeye araziye çıkıyorsan ve diz kapağına kadar çamurlu vaziyette eve geliyorsan…
>> Fotoğraf çekmek için en sevdiğin arkadaşlarınla buluşma saatine geç kalıyorsan..
>> 12 kişilik bir av ortamında 11 kişi tüfek, yalnızca sen fotoğraf makinası taşıyorsan.
>> Işık kaçıyor diye hedeflediğin yere kameranı kurmak için koşuyorsan..
Sen fotoğrafı seviyorsun demektir. Yolun açık olsun..
Site yönetimi başta olmak üzere herkese teşekkür ederim. Bol ve verimli fotoğraflar capcanlı renkleri tüm fotoğrafçılar adına temenni ediyorum.
Kalın sağlıcakla.
Bu yazıyı sonuna kadar okudum ömerciğim, Çok samimi ve çok nefis bir yazıydı bir kere daha anladımki İNSAN DOĞDUĞU YERE YAPTIKLARIYLA ANLAM KATIYOR,,,,,O köye ve o köylü kardeşe imrendim doğrusu, Seninde mesleğinin dışında böylesi bir alanda yaptıklarından akrabam olduğundan dolayı gururlandım doğrusu,,YOLUN AÇIK VİZÖRÜN GÜÇLÜ ENSTANTENELERİN HEP BÖYLE GÜZEL OLSUN,,,,,,,,
Nuri beyi tebrik ediyorum. Çok başarılı bir çalışma.
tşkler çiftçi kardeş
En büyük takdir ve tebrik’i Sayın Ömer Ünlü bey hakediyor.. Fotoğraflarımı çok cömert bir biçimde yayınlamış. Ömer Ünlü bey gibi ustalar ben gibi çaylakların elinden tuttukça ( fotoğraf anlamında ) bizim gayretimiz daha da artacaktır, ve bir adım daha ileri nasıl gidebiliriz diye fotoğraf bazında çalışmalarımız hızlanacaktır..
Birçok konuda birçok işi bilen kişiler sırlarını “kedinin eniğini sakladığı gibi” saklıyor.
Ancak bu site fotoğraf anlamında tüm bilgi ve birikimini en cömert şekilde paylaşıyor ve bizler de sebebleniyoruz.
Teşekkür ederim herkese
Nuri beyi bu bilgilendirici yazısı ve güzel fotoğrafları için tebrik ederim. Kendisinin de belirttiği gibi Ömer beye de fotoğrafçılık maceralarımızı desteklediği, bu işe ciddi vakit ve enerji harcadığı için ayrıca teşekkürler.